Alya Hukuk Bürosu | Ankara Avukat

PANDEMİ DÖNEMİNDE İSTİFAYA ZORLANMA VE İŞTEN ÇIKARILMA

 

17 Nisan 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 4857 sayılı İş Kanuna geçici olarak eklenen yasa metni; “Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından feshedilemez.” şeklindedir. İşten çıkarmayı süreli olarak yasaklayan metnin devamında da bu sürenin Cumhurbaşkanı tarafından uzatılacağı yazılmıştır. Nitekim son olarak yapılan düzenlemeyle işten çıkarma ile ilgili süre 30/06/2021 tarihine kadar uzatıldığı ilan edilmiştir.

 

Yapılan düzenlemelerin amacının ise Corona virüs salgınının istihdama yönelik ekonomik etkilerini azaltmak olduğu açıktır. Ancak işçilerin, işveren tarafından çıkarılmasının yasak olduğu bugünlerde, nadir olarak duymaya başladığımız ve bu durumun kanunu dolanmak amacıyla yapıldığının açık olduğu “işçilerin istifaya zorlanması” ve “fesih kısıtının istisnası olan “Kod-29 diye anılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” sebep gösterilerek işçinin haksız yere çıkarılması, kanunun amacını hiçe saymaktadır. Ancak şu da bilinmelidir ki kanunun dolanılması suretiyle “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” denilerek (gerçekte haklı nedene dayanmadan) işçinin işten çıkarılması hakkın kötüye kullanılmasını içermektedir. Ve kanaatimizce kanuna karşı hile ile dolanılan hüküm doğrudan ihlâl edilseydi hangi yaptırım uygulanacak idiyse dolanma hâlinde de aynı yaptırım uygulanmalıdır. Yine yukarıda anılan yasa düzenlemesi içerisinde, yaptırımı da şu şekilde verilmiştir; “Bu madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.” Bu bakımdan kanunun dolanılması, tıpkı dolanılan emredici hüküm ihlâl edilmiş gibi hüküm ve sonuç doğurur. Tüm bunlardan bahisle işverenin haksız uygulamaları yaptırımsız kalmayacaktır.

 

Tüm bu haksız uygulamalar, işçinin haklarının eksik ödenmesine, ödenmemesine ve mağduriyetlere sebep olmaktadır. İşçinin istifaya zorlanması sırasında veya “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedenlerine dayalı işten çıkarılan işçinin hakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işsizlik ödeneğinden işçi mahrum kalmaktadır. Hatta istifa eden işçinin işverene, ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğacaktır. İşçinin zorla istifa ettirilmesinde iradesinin fesada uğratılmış olması halinde feshin işveren tarafından gerçekleşmiş olduğu kabul edilmektedir. Ancak burada istifa dilekçesindeki iradenin fesada uğratıldığını ispatlamak yine işçiye düşmektedir. Özgür iradeyle imzalanmayan istifa beyanlarının, geçerli olmadığına dair içtihatlar mevcut olup, işçinin hakları hukuk kanalıyla koruma altındadır. Aynı şekilde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri sebep gösterilerek çıkarılan işçilere hukuki yollara gidip haklı nedenin olmadığını kanıtlamanın dışında hiçbir yol bırakılmamıştır. İşçilerin de bu durumlara dikkat ederek, hukuki haklarını aramalarında herhangi bir sakınca bulunmamakla beraber, kötü niyetli bu yaklaşıma karşı her zaman dava hakları bulunmaktadır.

 

Bu vesileyle, çalışanlarımızın, emekçilerimizin 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını bir kez daha kutluyorum. Çalışanlar ve onların hakkını korumayı görev edinenleri selamlıyorum.

Av.Büşra ARSLAN

 

 

Alya Hukuk Whatsapp
1
Merhaba, Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba
Randevu veya bilgi almak için tıklayınız.